Çatal Bıçak ve Kahkaha Sesleri
Cem Mirap
Bundan yaklaşık 10 -12 yıl önce idi. Lucca’da iki New York’luyla, İstanbul’da Spice Market konseptlerinin yeni şubesini açmak için şehrimize gelmiş olan Ünlü new York’lu star şef / restaurant sahibi Jean Georges Vorgerichten’le ortağı Phil Suarez le konuşurken konuşma çok güzel bir yere geldi. Ben de eski bir New Yorker olarak, şehirlerimizi ve imza mekanlarını konuşuyorduk, onların dekorasyonları, neyin bir mekanı ,akıllarda kalıcı ve unutulmaz, popüler kelime ile ikonik bir mekan yaptığını… orda çok güzel bir laf çıktı aramızda New York’lular, İstanbul’lular … İnsanların çatal bıçak sesleri, kahkahaları olmadan, dünyanın en iyi dekorasyonu, en iyi servisi, en pahalı atmosferi, en düşünülmüş tabakları hepsi bir yere kadar.
Hep o geceki konuşmamız aklımda kalmıştır. Sahiden Lucca’ya dolu enerjik cıvıl cıvıl bir gecesinde baktığım zaman … beni, ve de ekibimi, evsahibi ve bir restaurant sahibi olarak en çok mutlu eden budur heralde.
O kollektif enerji, anlatamayacağım enerji… belki evinizde güzel bir yemek, parti, buluşma organize ettiğinizde aldığınız hazzın, yüz ile çarpılmış, dopingli çok daha üst düzey bir hali demek yaklaşabilir anlatabilmek icin..Biz restaurantçıları en mutlu eden şeylerden, en bu işin katlanmaz sorunlarını unutturan elementlerden biri budur bence. Benim de Lucca da en mutlu olduğum anlardandır, yemek, eğlence ve bar saatlerinde bunu hissetmek…. Sevgili Cemre bana bu yazının teması ve sorusu ile geldiği zaman “ nedir İstanbul un yeme içme dünyasını diğer yerlerden farklı özel kılan’ dediği zaman, aslında ilk aklıma gelen bu his ve İstanbul oldu…
Biz İstanbul’lular olarak o gece Bebek Lucca’da, veya bir sevdiğimiz, İstanbul’un tanınan bir mekanında olduğumuzda, veya herhangi bir mekanda olmaktan mutlu olduğumuz o anda aldığımız his … benim mekanıma güzel bir gecede baktığımda aldığım hissin birebir aynısıdır. Ve önemli olan bunu orda, o anda, hep beraber almaktır .
Bu his her şehirlinin, veya o şehri ziyaret edenin o ana ve şehre özel aldığı bir histir ve yeri doldurulamaz. Dolayısıyla her yerde farklıdır, eşsizdir. İstanbul diyince bu arnavut kaldırımı bir meyhane de rakı balık da olabilir, Bebek Lucca’da eğlenceli bir gece olabilir, şık bir boğaz restaurant’ında eğlenmek olabilir, hareketli bir büfede tostçu ile her sabah gülmek de olabilir, ocakbaşında, kebapçıda da yemek yemek olabilir, bir esnaf lokantasında iş arasında olmak da…. Bu anlar, Bu saniyeler gelir geçer ama evde , başka yerlerde kesinlikle taklit edilemez.
Bizim de İstanbul’da, restaurant, yiyecek içecek mekanlarında böyle yaşadığımız günler vardır, eminim hepimizin olmuştur…yeri doldurulmaz, beyin defterimize kalıcı yazılan, bize özel, mutlu, hüzünlü, aç, kızgın, tartışmalı, kahkahalı, aceleli, tok, sakin, çılgın vs vs .. Bunlar sadece bu şehirde, İstanbul mekanlarında bizim tarafımızdan yaşanır, şehir dışından gelenler de buna seyirci ve katılımcı olur… Bu his şehre çok şey katar, taklit edilemez, her şehirde oraya özeldir, o ana özeldir, İstanbul’da da İstanbul’a özeldir.
Restaurantlarımızın, lokantalarımızın ve mesleğimizin daha da büyüyerek, daha çok o anları yaşatması dileğiyle…Bizim hep aklımızda kalanlar, kahkahalar ve Çatal bıçak sesleri olsun, olmaya devam etsin….