20 senelik bir başarı hikayesi

20 Senelik Bir Başarı Hikayesi

Memet Özer

Lucca Style, Bebek İstanbul - Hürriyet

2004’te Bebek’te bir mahalle barı olarak açılan Lucca, 20 yılda İstanbul yeme içme dünyasının efsanesi oldu. Son olarak ekibine, usta şef Ralph Sason’u kattı. Lucca hikayesini kurucusu Cem Mirap’la konuştuk

Evet, neredeyse 20 yıl oldu, Lucca markası İstanbullular ile buluşalı. İlk açıldığı yıllarda küçük, mütevazı bir mahalle barı, kafesi izlenimi veren mekan, zaman içerisinde şehirle özdeşleşen, birçok jenerasyonu birden buluşturan, İstanbul yeme içme dünyasının mihenk taşlarından biri oldu. Üstelik harika bir manzarası olmamasına ve küçük bir alanı bulunmasına rağmen.

Lucca, yeni yıla da yeniliklerle giriyor. Zaten bence başarısının altında yatan en büyük sır da bu. Marka hiçbir zaman olanla yetinmiyor, kendini geliştirmek için hep bir çaba içinde. Kurucusu ve sahibi Cem Mirap, gerçekten vizyoner biri. Dünya trendlerini takip eden, çok seyahat eden ve seyahatlerinden hep bir şeyler kaparak dönen biri. Bu arada yıllar içinde Cantinery gibi harika bir marka yaratmayı ve Bodrum’da da iki ayrı, başarılı Lucca şubesi açmayı da başardı.

Yemek kalitesinin ve standardının önemi büyük

Yeni yıla, mutfak ekibine Ralph Sason’u katarak başladı grup. Benim de çok beğendiğim, dünya trendlerine hakim, genç bir şef. Özellikle yeni mutfak akımlarında deneyimli. Onun etkisi hemen menüye de yansımış zaten. Her zaman çok başarılı bulduğum şef Hüseyin Kılıç ile birlikte çalışıyorlar. Yeni menüde pancar carpaccio, dana kaburga tacı, kızarmış Kore tavuk, ızgara deniz tarağı gibi yeni tabaklar hemen dikkat çekiyor. Yine Lucca klasikleri de menüdeki yerini alıyor. Zaten bu uzun süreli başarıda yemek kalitesinin ve standardının önemi bence tartışılmaz. Bu başarı hikayesini biraz da sevgili Cem Mirap tarafından dinleyelim.

Lucca markasının çıkış noktası neydi?

2004’te, İstanbul’da hem iyi yemek hem de iyi eğlencenin olduğu, tüm gün yaşayan, iyi bir restoran/brasserie/barın eksikliğini hissederek kurdum. New York’ta yaşadığım seneler, Türkiye’ye geldiğimde kaldığım Bebek semti ve dünya seyahatlerim ilham kaynağım oldu.

20 yıl önce markanın bu hale gelebileceğini tahmin edebilir miydin?

Açarken hep popüler bir yer olmasını öngörmüştüm. Şehrin sevilen bir buluşma noktası olmasını, enerjisini böyle hayal etmiştim. Tabii İstanbul’un en önemli mekanlarından hatta İstanbul’un dünyada tanınan markalarından biri olması zamanla oldu. Tokyo’dan Los Angeles’a kadar tanıştığım insanlara bugün Lucca dediğimde, “Evet, Lucca’yı biliyorum. İstanbul’da, Bodrum’da geldim, çok sevdim” yorumlarını duymak çok gurur verici, bu kadarını hayal etmemiş olabilirim.

Yıllar içinde nasıl zaman yenik düşmedi? Kurulduğu günden beri 3 jenerasyon misafir ağırlıyorsun…

Teşekkürler, bunu her zaman kendimizi yenilemek, eksiklerimizi gidermek, bir yere benzemeye çalışmamak ve benzerlerinden farklı olmakla başarıyoruz. Lucca Bebek şu anda, Cantinery’lerin de dahil olduğu restoran grubumuzda toplam iş hacmimizin sadece bir kısmını oluşturuyor ama önemi sonsuz. Tabii ki her mekan gibi, ufak türbülanslı dönemler yaşıyoruz ama kaliteli bir restoran/bar ambiyansını, yemek içecek servisi, eğlence standardı ve bunların hepsinin karşılığını İstanbul’da, en iyi fiyatla ve en iyi şekilde verdiğimizi konuklarımız biliyor ve yine sonunda bizi tercih ediyorlar. Ayrıca Lucca’nın bir tarzı olması, tarzının zamanla bir okul olduğunu görmek, formülünün devamlı incelenerek takip edilmesi, hatta bize benzemeye çalışan yerlerin olması da bizi çok mutlu ediyor. Tabii biz hep kendimizi yenileyerek farklılaşmaya devam ediyoruz ama bunu tarzımızı koruyarak yapıyoruz. Ve sonuçta taklitler aslını yaşatıyor. Zaten mottomuz da ‘Lucca is Lucca’. 

“Kış boyunca dünyadan ünlü şefler ağırlayacağız”

Mutfağa çok önem verdiğinizi net hissedebiliyorum, getirdiğiniz önemli yabancı şefler bunun göstergesi. Devamı da gelecek sanırım.

Lucca zaman zaman eğlencesi ile bilinse de aslında her zaman yemeği ile konuşulur. Bizim kendi tarzımızda iyi yemek sunmak gibi bir misyonumuz var. Bu yıl ekibimize çok iyi bir suşi şefi kattık. Klasik, en sevilen yemeklerimizi yeniden yorumlayarak geri getirdik. Ama tabii en önemli gelişme, yeni jenerasyon gastronomide önemli isimlerden biri olan Ralph Sason’un, yönetici şef olarak ekibimize katılması. Menümüzü, DNA’mıza dönerek ve tarzımızı koruyarak, şık tabaklarla, yeni yemeklerle geliştirdik. Kış boyunca da dünyadan tanınmış misafir şefler konuk etmeye devam edeceğiz.

Yakında başka yenilikler var mı? 

Artık Lucca markasının yurtdışında da olması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle Bodrum ile birlikte, markanın tanınırlığı çok müsait. Çeşitli ülkelerde görüşmelerim devam ediyor. Ayrıca bu yaz Bodrum için hazırlıklarım devam ediyor. Mandarin Oriental içerisindeki restoranımız Gault&Millau Gourmand Table ödüllü LUCCA By The Sea ve LUCCA Beach’te yemek ve eğlence anlamında birçok yenilik olacak.

Memet Özer, Gazete Oksijen

 

 

İlginizi çekebilecek diğer yazılar: