Lucca 2.0’ın Arkasındaki Yaratıcı Zeka
Gökçe Ateş – Hello Türkiye
“İstanbul’un Vazgeçilmezi Olduğumuzu Bir Kere Daha Anladık”
Alınan önlemler, altyapı değişiklikleri ve yenilenen dekorasyonu ile aylar sonra kapılarını yeniden açan Lucca’yı, markanın yeni bir sürümü ‘Lucca 2.0’ olarak tanımlayan Cem Mirap’tan dinledik.
Onun için yeme içme ve eğlence sektöründe gerçek bir vizyoner desek, kesinlikle abartmış olmayız. A’dan Z’ye her şeyiyle kendi tasarladığı markası Lucca ile bundan 16 yıl önce yola çıkan Cem Mirap, bugün sektörün en ilham veren isimlerinden. Pandemi boyunca sevenlerinden ayrı kalan mekanını, o değişmeyen havası ama yepyeni bir eneıji ile açmanın mutluluğunu yaşayan Cem Mirap ile bu heyecana ortak olduk.
HELLO: Öncelikle sevenlerinizden uzun zaman ayrı kaldınız. Nasıl geçti bu süre; hem Cem olarak hem de ekipçe pandemide neler yaptınız?
Cem Mirap: Bu süreci ekibimle sürekli yaratıcı toplantılar yaparak ve yeni projeler üreterek geçirdim. Cem olarak o dönemde ailemle kaliteli vakit geçirecek imkanım oldu. Bir yandan da sürekli çalışmaya devam ettim. Yeni projeler ve fikirler üzerinde hem ben hem ekibim sürekli çalıştık. Bunun sonucunda yeni bir markamız doğdu: L’express by Lucca. Lucca’nm paket servise uygun olan lezzetleri için özel bir menü hazırlandı, sevilen Lucca lezzetleri L’express ile evlere geliyor. Bu dönemde yaptığım bir başka proje ise e-dcareüe uğraşan bir arkadaşımla beraber Fuddy isimli lüks paket servis platformu kurmak. Lüks paket servisi ile İstanbul’un seçkin restoranları Fuddy aplikasyonu ile evlere geliyor. Şu anda Apple Store ve Google Play’den indirilebiliyor bu aplikasyon.
HELLO: Şimdi yenilenen Lucca ile aylar sonra kapılarınızı tekrar açtınız. Yeni normallere nasıl adapte oldunuz, neler bekliyor bizleri?
Uzun bir aradan sonra kapılarını açan Lucca 2.0’da bir ay rezervasyonların dolu olduğunu belirten Cem Mirap, “Bu yoğun ilgi bizi çok mutlu hissettirdi. Lucca’nm kulvarında başka bir alternatifi olmadığını bütün konuklarımız söylüyor” diyor.
“Hep çalışan, devamlı yeme içme ve sunduğumuz eğlencenin kalite çıtasını yukarı çekmeye çalışan bir ekibiz. Bu, devamlı kendini geliştirme, daha iyisini sunma isteği bence bizim için en önemli itici güç”
“Restoranların dijital varlığı çok önemli. Online catering ve evlere servis çok daha önemli olacak. Bu, şu an dünyaca ünlü restoranlar için de geçerli, İstanbul için de…”
Mirap: Pandemi dönemi başlar başlamaz diğer restoranlar gibi biz de kapılarımızı kapattık ve yeni dönemde, COVID-19 için aldığımız önlemleri büyük bir titizlikle hazırlayarak, yaz mevsimini dekorasyon ve altyapı değişiklikleri ile geçirerek, kapılarımızı yaptığımız çok sayıda yenilik ve değişiklikle açtık. Kapalı kaldığı sürede Lucca baştan aşağı yenilendi. Aynı hissi koruyan daha şık ve daha ‘fresh’, daha ileri seviyede yeni bir Lucca var artık. Lucca’nın yeni sürümü, Lucca 2.0 olarak tanımlıyorum. Ayrıca mutfak, havalandırma, hijyen kuralları, açılış, kapanış saatleri gibi çok sıkı önlemler aldık. Kapılarımızı sabah 10:00’da açıp, 24:00’te ise kapatıyoruz. COVID-19 normlarına uygun kapasitede hizmet veriyoruz. Yani Lucca ilk açıldığı günlerde olduğu gibi yine kahvaltıdan akşam yemeklerine uzanan keyifli saatler yaşatıyor. Gece eğlencesinin olmayacağı bu dönemde yemek her zamanki gibi önceliğimiz olacak. Misafirlerimizin Lucca’nın eğlenceli ortamını yaşarken, aynı zamanda hijyen açısından kendilerini güvende hissetmeleri bizim için çok önemli.
HELLO: Duyduğum kadarıyla bir ay boyunca rezervasyonlarınız doluymuş. Nasıl hissettirdi bu yoğun ilgi ve özlem?
Mirap: Bu yoğun ilgi Lucca Ailesi olarak bizi çok mutlu hissettirdi; çünkü İstanbul’un vazgeçilmez bir markası olduğumuzu tekrar bir kere daha anladık.
Lucca’nın kendi kulvarında başka bir alternatifi olmadığını bütün konuklarımız ısrarla söylüyor.
HELLO: Siz de çok özlemiş olmalısınız… İşinizle ilgili en çok neleri özlediniz?
Mirap: Lucca’nın enerjik ortamını, dolu olduğu halindeki enerjisini, sabahtan akşama kadar olan süreçte yeme içme ve eğlence atmosferinin bir arada olmasını çok özledim.
HELLO: Birçoğumuz evlere kapandığımız bu zorunlu süre boyunca alışkanlıklarımızı, hayatlarımızı gözden geçirdik. Birçok anlamda farkındalığımız arttı. Sizin hayatınızda da “Artık eskisi gibi olmayacak” dediğiniz veya yeni kararlar aldığınız konular var mı?
Mirap: Lucca, durmadan yenilenerek ve gelişerek her zaman türünün ilk örneği oldu. Son yıllardaki yoğun kalabalık atmosferinden sıyrılarak, yine yenilenerek ve gelişerek yeni normallere uygun, aynı zamanda daha gelişmiş haliyle yoluna devam ediyor. Bunun yanı sıra dijitalleşme, restoranların dijital varlığı çok önemli. Online catering ve evlere servis, orta ve uzun dönemde çok önemli olacak. Bu, şu an dünyaca ünlü restoranlar için de geçerli, İstanbul için de… Bu nedenle Lucca ve diğer markam Cantineryiçin paket servis ve catering’e uygun markalarını yarattım. Yeni jenerasyon özellikle istedikleri yiyecek içeceklere evlerinde de ulaşmayı çok istiyor. Markaların dijital varlıkları artık normal hayatın bir parçası oldu.
HELLO: Burası birçok anlamda ‘ilk’lerin adresi. Kendi sektöründe hep imrenilen bir başan hikayesine sahip oldu. Nasıl bir vizyon, nasıl bir akıl var Lucca’nm arkasında?
Mirap: Aslında ekip olarak hep çalışan, devamlı yeme içme ve sunduğumuz eğlencenin kalite çıtasını yukarı çekmeye çalışan bir ekibiz. Bu, devamlı kendini geliştirme, daha iyisini sunma isteği bence bizim için en önemli itici güç. Aynı zamanda bütün dünyadaki ve sektördeki gelişmeleri yakından takip etmek, hiç denenmemiş yenilikleri yapmak bizim için çok önemli. Hiçbir zaman bir yere benzemek değil, hedefimiz her zaman Lucca’nın kendi çizgisini çıta olarak daha yükseğe taşımak.
HELLO: Kapılarınızı ilk açtığınız 2004 yılına dönecek olursak; o dönemde nasıl bir Bebek vardı, bugün nasıl bir Bebek var? Yıllar içinde bu semtin size kattıkları ve sizin ona kattıklarınızı düşünecek olursanız, sizce kim kime ilham verdi ve geliştirdi? Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mirap: Lucca’yı ilk tasarladığım günden itibaren her zaman Bebek’in bir parçası ve ‘mahalleli’ bir mekan olarak düşündüm. Her zaman da Lucca, Bebek’le özdeşleşmiş bir yer olduğu için başka bir yerde şubesini açmayı hiç düşünmedim. Dekorasyonundan menüsüne Lucca’nın her zaman Bebek’in Avrupai sahil havasını yansıtan bir çizgisi oldu. Yıllar içinde Bebek’in aslında biraz daha kalabalıklaştığını ama aynı zamanda, kendi ruhunu her zaman koruduğunu düşünüyorum. Lucca’nın da aynı şekilde, Bebek’le çok özdeşleşmiş mekanlardan biri olduğunu görmek beni çok gururlandırıyor. Kozmopolit tutumlarıyla Bebeklilerin, Lucca gibi imza mekanlarını sahiplenmeleri beni çok mutlu ediyor. Bu da Bebek’in her zaman kozmopolit ruhunu koruyacağını gösteriyor. Lucca’nın hem Bebek’in hem de İstanbul’un olmazsa olmazı olduğunu kapalı kaldığımız sürede bir kere daha anladık.
HELLO: Burası elbette sadece konumu ile değil; müdavim kitlesi, ödüllü lezzederi ve müziğiyle de hep fark yarattı. Sizce bir mekanda ‘olmazsa olmaz’lar neler? Dekorasyondan müziğe kadar tüm öğeleri düşünecek olursak, sizi en çok ne etkiler?
Mirap: Öncelikle, bir mekanın başka bir mekana benzemeye çalışmaması lazım. Mekanın şahsına münhasırlığı çok önemli. Ayrıca sunduğu elemenüeri hep geliştirmeli. Bir yandan klasik lezzetleri olmakla beraber, misafirlerine yenilik ve farklılık da sunmak benim için bir mekanın ‘olmazsa olmazı’dır.
HELLO: Aynı zamanda sanatı destekleyen, seven, sanatla iç içe bir mekan oldunuz. Yeni dönemde de yine sanat bu dünyanın bir parçası mı?
Mirap: Yeni dönemde genelde sabit eserleri sergilemekle beraber, İstanbullu sanatçılara ağırlık veriyoruz. İlerideki dönemlerde çok ses getirecek işbirlikleri yapacağız. Berlin’deki König Galerie ile İstanbul’74 işbirliğinde ortak bir sergi yapacağız. Bunu kısa bir zamanda hayata geçirmiş olacağız.
HELLO: Bugüne kadar birçok kez “Yeni bir şube açıyor” şeklinde ya da bunun için yapılan tekliflerle ilgili haber oldunuz ama bunların hiçbiri gerçekleşmedi. Büyümenin işin büyüsünü bozduğuna inananlardan mısınız? Ya da kontrolü elden bırakmayı sevmeyenlerden mi?
Mirap: Lucca’nın Bebek’le çok özdeşleşmiş bir mekan olduğunu düşünüyorum. Fotokopi çekmenin pek doğru olmayacağı görüşündeyim. O yüzden Lucca’nın yeni şubesini açmayı düşünmedim ama diğer restoranlarımda, Cantineryve C Coffee Bar için şubeleşiyorum. Aynı zamanda, yeme içme alanında başka projelerim de var. Örnek olarak yeni yarattığım marka L’express. Lucca’nın sevilen lezzetlerini paket servis ile evlere götürüyoruz.
HELLO: Yemek ve eğlence sektöründe özgün bir marka yaratmak isteyen genç girişimcilere neler söylemek istersiniz?
Mirap: Özellikle pandemiden sonra sektörümüze giriş oldukça zorlaştı. Bu sektöre girmek isteyen hemen herkese benzer tavsiyelerim olur. Bir kere dışarıdan çok kolay görünmekle beraber, aslında çok zor bir sektör. Doğru konsept, doğru yer ve işine sahip çıkmak çok çok önemli. Ben yeni girişimcilere, özellikle çok doğru hedefleri ve yapacakları mekanın sunacağı şeyin doğru planlamasını yapmalarını tavsiye ediyorum. Sadece fikir değil, bunun uygulaması da çok önemli. Bir başka tavsiyem de başka bir yere benzememek ve yaptığınız şeyin hakkını vermek, geliştirmek ve arkasında durmak. Aynı zamanda yeni dünyamızda yiyecek içecek markalarının online dünyada da daha güçlü olması gerektiği kanaatindeyim.
HELLO: Bugün sektörün deneyimli ve başardı isimlerinden biri olarak, 16 yd önce yolun başındaki Cem’e ne tavsiyelerde bulunur, ne gibi öğütier verirdiniz?
Mirap: Yiyecek ve içecek kalitesinde her zaman kendini geliştirmeye devam et. Yeme içme alanında sunduğun kalitede her zaman üç adım önde ol. Doğru olduğunu bildiğin yoldan ayrılma.
HELLO: Kendi mekanlarınız bir yana, Türkiye’de veya dünyada sizin gitmekten keyif aldığınız, mutfağına hayran olduğunuz restoranlar var mı?
Mirap: Çok var. Restoran şehirleri olarak özellikle New York ve Los Angeles’ı çok beğeniyorum. Her sene gittiğimde muüaka değişik restoranlarını deneyimliyorum. Uzakdoğu’da Bangkok ve Tokyo yine aynı şekilde çok iyi restoranlara ve gece kulüplerine sahip. İbiza da aynı şekilde gece hayatı için özellikle görülmesi gereken bir destinasyon. Seyahat etmeyi ve gittiğim yerlerde mutlaka sokak lezzetlerinden Michelin yıldızlı restoranlara kadar deneyimleyebileceğim her mekana gitmeye dikkat ederim.
Baştan aşağı yenilenen Lucca, aynı hissi koruyan daha şık ve daha ileri seviyede yeni bir versiyonu ile karşımızda. Lucca’nın yeni sürümü olarak tanımlanan Lucca 2.0, mutfak, havalandırma, hijyen kuralları gibi çok sıkı önlemlerle 10:00 – 24:00 arası hizmet veriyor. Gece eğlencesinin olmadığı bu dönemde kaliteli yemek, her zamanki gibi öncelikleri.
İlginizi çekebilecek diğer yazılar: